Ekrem Çulfa Dr Ekrem Çulfa Aile Evlilik Çift Terapistleri
  • Anasayfa
  • https://www.facebook.com/psikolojikdanismanlar
  • http://www.twitter.com/724psikoloji

Evlilik Terapistleri
Destek Hattı : +90 544 724 36 50

Tanışma ve Flört Dönemi
Tanışma ve Flört Dönemi Nedir? Kız ve Erkekler Bu Dönemde Nelere Dikkat Etmeliler.
Söz ve Nişanlılık Dönemi
Söz ve Nişanlılık Döneminde Eş Adaylarının Birbirini tanımaları için neler yapmalılar, Nelere Dikkat etmeliler.
Evlilik ve Ebeveynlik
Evliliğinizi daha sağlıklı yürümesi ve Daha iyi çocuklar yetiştirmek için yardımınıza hazırız.
Aldatma, Boşanma, Ayrılma
Aldatma ve Sonuç olarak Boşanma ve Ayrılma istenmeyen bir durumdur. Bu dönemi daha sağlıklı geçirmenize yardımcı olalım.
AİLE EVLİLİK KOÇU TELEFONU 0505 767 5885
İstanbul, Besiktaş, Nişantaşı, Psikolog
Kadıköy ,Bakırköy, Fatih, Mecidiyekoy
Hava Durumu
Site Haritası
Döviz Bilgileri
AlışSatış
Dolar32.237032.3662
Euro34.794534.9339
Saat
Takvim
uzman klinik psikolog sabiha ışık 05301221102
sabihaisik@outlook.com
Neden hayır diyemiyoruz?
15/02/2022

Neden hayır diyemiyoruz?

Bazen yapmak istemediğin konularda sana talepler geldiğinde bile hayır demek gerçekten zor olabiliyor. Bazı durumlarda karşındaki insanı kırmaktan korkuyorsun. Bazı durumlarda eğer hayır dersen alacağın olumsuz tepkilerden korkuyorsun, hayır demiyorsun kendini evet demeye mecbur hissediyorsun. Bunun sonucunda aslında hayat alanından, zamanından ve bazen kişiliğinden taviz vermiş oluyorsun. Sonrasında senin elinde kalan ne? Koca bir mutsuzluk. İşte bu yazıda sana hayır demenin günlük hayatta kullanabileceğin kolay yollarını anlatacağım.

İstemediğin şeyleri yapmanın arkasında belki de insanları kırmak korkusu olduğu korkusundan bahsettim biraz önce sana. Bunun arkasında şöyle bir durum oluyor. İnsanları kırmaktan korkuyorsun. İnsanların seni eskisi gibi önemsemeyeceğinden, sevmeyeceğinden korkuyorsun. Ama şöyle bir durum var. Sen onların her istediğini yaptığın müddetçe de aslında beklediğinin tam tersi şekilde senin o çabaların, senin o emeklerin, verdiğin zamanın, alın terin, çaban her şey sen kolayca verdiğin için çok değersizleşiyor. Ve böyle bir durumda sen iyice çırpınmaya başlıyorsun. Daha çok emek veriyorsun. Bir kısır döngü haline geliyor. Ve insan sonunda ciddi anlamda bir psikolojik soruna doğru gidiyor, kötü hissediyor. Peki ne olması gerekiyor? Ben şöyle düşünüyorum; bir insan senin ortaya koyduğun çabaya, emeğe ve sana gerçekten hak ettiğin değeri verebilmesi için senin arada bir sınır çizgisi koyman gerekiyor. Arada hayır demen gerekiyor, gerçekten istemediğin şeylere. O zaman karşı taraf diyor ki “ya evet bu insan değerli”. Maalesef ki böyle. Keşke herkes senin içindeki niyeti anlasaydı ama maalesef insanlar böyle değil. Sen kendine sınır çizmediğin sürece insanlar o senin çok özel alanına tepetaklak girebiliyorlar ve senin o özel alanındaki çok değerli şeylere de değersiz muamelesi yapabiliyorlar.

İstemediğin şeylere hayır deme konusunda atacağın ilk adım bir hayır deme planı yapmak olacaktır. Şöyle bir soru sorayım ben sana; şimdi bugün bir an deseydik ki “sen artık çok rahat, istediğin her konuda hayır diyebiliyorsun.” Hangi konularda hayır derdin? Gerçekten isteyip istemediğin şeyler neler? İnsan o birisi senden bir şey istediği an bir gerilim oluyor o an içinde ve o an sağlıklı düşünemiyor. Ona şunu da diyebilirsin; “Ya aslında bu benim istediğim de bir şeydi, ne olacak elime mi yapışır?”. Zaten en büyük düşmanlarımızdan biri de bu “elime mi yapışır?” düşüncesi. Böyle bir anda belki istemediğimiz sonuçlar tekrar edebilir. Biz bir hayır planı yapacağız. Normalde dediğim gibi, çok kolay hayır diyebilseydin nelere hayır derdin? Hangi konularda hayır derdin? Hangi insanlara hayır derdin? Bunu bir belirlemen lazım not defterine. Yarın bir gün o yola çıktığımız zaman gerçek hayatta gerçek olaylarla karşı karşıya kaldığımız zaman bizim bir yol haritamız olması lazım. İlk adımımız yol haritası çizmek. İnsanlardan bağımsız olarak hayatta bazı kuralların olmalı. Biz buna prensipler diyoruz. Hayatında evet baskısı olmadığı zamanlarda hayatını düzenleme ve planlama konusunda çok daha doğru ve rahat karar verebilirsin. Böyle bir zaman diliminde kendini evet baskısı altında hissetmediğin zamanda prensiplerini belirlemen gerekiyor. Şöyle diyelim; prensipleri nasıl oluşturacaksın? Mesela hangi zamanlar, hangi akşamlar dışarıya çıkabilirsin? Hangi akşamlar, hangi vakitler kendine zaman ayırabilirsin? Ne zaman ailene zaman ayırırsın? Ya da hangi durumlarda insanlara yardım edersin? Hangi durumlarda yardım etmeyi tercih edersin? Hangi eşyanı ödünç verebilirsin? Hangi eşyanı ödünç veremezsin? Bu konuda prensiplerin belli olursa yani hayat kuralların belli olursa yarın bir gün hayır dediğin zaman çok daha az suçluluk hissedeceksin. Birisi senden sana uygun olmayan bir şey istediği zaman o duruma yönelik bireysel bir tepki vermek yerine prensipleri ortaya koymak o insanın, karşıdaki insanın senin o tepkini, hayırını kişisel algılamasına engel olur. Örnek veriyorum; Dedi ki sana “ya arabanı ödünç verebilir misin?” Sen de dedin ki “ben arkadaşım arabamı ödünç vermiyorum, eğer gidilecek bir yer varsa, acil bir durum varsa ben geleyim arabayla seni götüreyim”. Ya da dedi ki “kredi kartını verirsen şurada şunu alacağım”. “Ben kredi kartımı vermeyi tercih etmiyorum. Bu sana özel bir durum değil herkese özel böyle”. Ya da örnek veriyorum; “Şu iş konusunda bana yardım edebilir misin?” “Ben böyle bir konuda çalışırken bu işi dağıtmayı çok tercih etmiyorum. Sonra yardım edebilirsem belki ama şuanda bunu tercih etmiyorum.” Gibi prensiplerini ortaya koyduğun zaman karşı taraf hem çok daha az tepki verecektir, hem de bir süre sonra senin prensiplerin olduğu için senin sınırların olduğu için sana çok daha fazla saygı duyacaktır. Bazen etrafında sana istediğini yaptırmak isteyen o kadar çok duygusal vampir olur ki onlar senin üzerine saldırdığı zaman ne yapacağını, ne diyeceğini şaşırırsın. Şöyle bir düşün bakalım; Etrafındaki insan geldi (duygusal vampir dediğimiz) sana seni her türlü sıkıştırıyor. Zorluyor, duygusal sömürü yapıyor ve sen ne yapacağını şaşırmış durumdasın. O anda başvuracağımız bir yol var; şu anda bu insan beni sıkıştırıyor ama hani şu anda böyle bir baskı altındayım. Bu durumu o olmasaydı yarın tek başımayken yapmak ister miydim? Yarın bu durum için, buna evet dediğim için pişman olacak mıyım? Böyle bir durumda seni çok sıkıştırdığı anda bu soruyu kendimize sormuş olmak birazcık bize farklı davranma kolaylığını getirebiliyor. Bir de şöyle diyelim, bazen böyle insanlara bu duygusal vampir formundaki insanlara hayır diyebilmek çok zor olabiliyor. Şöyle bir teknik de çok işe yarayabilir. Baktın seni çok sıkıştırıyorlar “bana biraz süre ver, bana birazcık süre verirsen sana öyle cevap vereyim.” Bazen bir saat bile işe yarayabilir. Ama sen bir gün alabiliyorsan bir günlük bir zaman, erteleme koyabiliyorsan bu çok daha işlevsel. Şöyle diyeyim birisi senden bir şey istediği zaman yıllardır oluşan bir sistem var içinde. Refleks haline gelmiş bir sistem. O refleks hemen evet deme modunda. Bu refleksi bozmanın yolu hemen cevap vermek yerine araya birazcık zaman dilimi koymak. Öyle olunca herkesin içindeki o sağlıklı taraf ortaya çıkıyor, mantıklı taraf ortaya çıkıyor. Ya bak diyor “sen bunu gerçekte istemiyorsun, sen bunu aslında yaptığın zaman sonra pişman olacaksın” gibi o içerideki mantıklı sesin sesi daha gür çıkmaya başlıyor. Bu sebeple birazcık zaman dilimi, ara vermek bir de gerçekten istiyor musun istemiyor musun bunu o anda kendine sorabilmek çok önemli.

Hayır deme yolunda çok kolay tuzağa düşebileceğimiz bir alan var. İnsanlar senden büyük ve kocaman şeyler istediği zaman bunlara hayır diyebilmek daha kolay. Ama bazen de küçücük şeyler var. Küçücük istekler, küçücük ricalar. Bunlar küçük küçük biriktiği zaman göze görünmüyor belki tek tek geldikleri zaman ama o birikme halinde bir bakıyorsun ki hayatından kocaman zaman çalmış ya da senin emeğini ciddi anlamda tüketiyor, sarf ediyor. Peki böyle durumlarda ne yapacağız? Bu durumda zihninde şöyle bir otomatik düşünce ortaya çıkıyor; “Ya bu istenilen şey çok küçücük zaten elime mi yapışır ne olur?”. Genelde şöyle bir durum oluyor, iş yerlerinde, okullarda birisi senden bir şey istiyor ya ve sen kolayca evet diyorsun, yardımcı olmaya çalışıyorsun, yardımcı olma eğiliminde olunca insanlar en kolay yanıt verene, en kolay yardımcı olana yaklaşma, üzerine üşüşme eğiliminde oluyor. Bir bakmışsın ki iş yerinde, okulda herkes soruları sana soruyor. Aslında senin işin olmayan senin alanın olmayan soruları bile bir bakmışsın ki herkes seni muhatap alıyor, sana soruyor. Böyle bir durumda o minik minik olaylar senin gününün yarısını, zamanını, odaklanmanı, her şeyini mahvediyor.  Biz şey demeyeceğiz kesinlikle elime mi yapışır demeyeceğiz. O sorunun muhatabı kimse ona adres göstereceğiz. Ya işte bak ben bunun muhatabı değilim. Bilsek bile hakikaten belki on dakikamızı, beş dakikamızı, bir dakikamızı bile asla o şekilde mesafe koyacağız, hayır diyeceğiz, başkasına yönlendireceğiz. O küçük küçük ricalar bizi mahvediyor zaten.

Kafanda yeterince düşündün ve artık tamam dedin. Artık istemediğim şeylere hayır diyeceğim, motivasyonun yüksek sabaha çıkın. Ertesi gün birisi senden istemediğin bir şey ortaya koydu, bir talepte bulundu ve sen hayır dedin. Karşı tarafa bir sürü acıkmama yapıyorsun. Uzun uzun konuşuyorsun, kendini anlatıyorsun. Bir sürü sebep sıralıyorsun. Bu karşı taraftan şöyle algılanır; Ya birazcık özgüvensizce, birazcık emin olmama, kararsız olma hali gibi algılanır ve eğer karşı taraf çok da iyi niyetli değilse senin üzerine gidebilir, seni zorlayabilir. Çok fazla açıklama yapmamak lazım. Uzun uzun açıklamalar her zaman böyle bir olumsuz izlenim oluşturabilir. Hayır dedik. Dediğim gibi bunun için eğer çok sıkışıyorsan erteleyebilirsin. Ama bazen de sadece hayır demek lazım. Bazen de ben istemiyorum, ben böyle olmasını istemiyorum. Bunu demek bile seni o kadar rahatlatacak ki ama ilk başta bu süreç biraz zorlu geçecek. Yaptıkça, yaptıkça alışacaksın. Yaptıkça bunun faydasını hissedeceksin.

Klinik Psikolog Sabiha IŞIK



95 kez okundu. Yazarlar

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın

Yazarın diğer yazıları

Antisosyal Kişilik Bozukluğu - 28/06/2022
Sosyopati ya da psikopati olarak da adlandırılan antisosyal kişilik bozukluğu genel anlamda diğer kişilerin haklarına karşı umursamazlık ve ihlal halidir. Çocukluk veya ilk ergenlik çağında başlayıp yetişkinlik çağında da devam eder. Hilekarlık ve
Terk Edilme ve Ayrılık Korkusu - 24/06/2022
Leyla ile Mecnun, Ferhat ile Şirin’ e benzer aşıkların reddedilme ve terkedilme öyküleri mitolojde yoğun bir şekilde karşımıza çıkıyor. Bütün hayatını sevgiliye adayan erkek ve kadın mitleri ile doludur masallar ve efsaneler. Analitik psikolojinin
Göç’ün Psikolojisi ve Sosyolojisi - 21/06/2022
Uluslararası göç; bir ülkeden bir ülkeye belirli bir süre yaşamak için taşınmak olarak adlandırabiliriz. Göç konusunu sebeplerine göre ayıracak olursak eğer; 1) ekonomik göç yani iş için göç edenler: Eskiden Avrupa mavi yakalı göçmen ararken
Bağlanma türleri ve insan ilişkilerine etkisi - 17/06/2022
Bağlanma; çocukların küçük yaşta anne veya bakım veren diğer kişi ile kurduğu bağdır. Bebekler küçük yaşlarda bakım veren kişinin ya da annenin her zaman ihtiyaçlarına cevap verebileceğini, güvenli olarak bir psikolojik yapı geliştirdiklerinde onla
Çocuklarda davranış bozuklukları ve çalma davranışı - 14/06/2022
Bir davranışı problem olarak değerlendirmenin belli objektif ölçüleri vardır. Davranışın değerlendirilmesi sırasında
Otizm nedir? - 10/06/2022
Yaygın gelişimsel bozukluk başlığı altında otizm, asperger sendromu, çocuğun dezintegratif bozukluğu (Heller sendromu), başka türlü adlandırılamayan yaygın gelişimsel bozukluk yer alır. Otizm belirtileri nelerdir? Otistik çocukları üç konud
Kardeşler arası yaş farkı ne kadar olmalıdır? - 07/06/2022
En sık sorulan sorulardan biri ne zaman ikinci çocuğu yapmalıyım? Kardeşler arası yaş farkı ideali kaç olmalıdır? Bu yazımda bunlara detaylıca değineceğim. Yaş farkına karar verirken değerlendirilecek konular; anne baba, anne baba ilişkisi, çocuğu
Çocuklarda konuşma geriliği, konuşma gecikmesi - 03/06/2022
Konuşma bir öğrenme ve iletişim biçimidir. Bebekler etrafındaki olayları gözlemleyerek, cisimlerin isimlerini duyarak zamanla konuşmaya başlarlar. Çocuk beyni ilk üç yaş içerisinde öğrenme ve taklit etmeye çok açıktır. Çok kolay öğrenir ve taklit ed
Çocuklara “Hayır”ı Öğretmek, Çocuklara Hayır Diyebilmek - 31/05/2022
Ne zaman çocuklara “hayır” diyoruz? Ne zaman “dur” diyoruz? Acaba bu hayır’lar bizim hayır’larımız mı yoksa olması gereken hayır’lar mı? Çocukların cezalandırılmaları ile ilgili süreçlerde bazen hayır diyerek, ses tonumuzu da arttırarak yapmaması g
 Devamı