Ekrem Çulfa Dr Ekrem Çulfa Aile Evlilik Çift Terapistleri
Aile Evlilik Terapisti Şule Şişman 0533 373 81 23
sule.sisman.28ss@gmail.com
KAPILAR
16/06/2015 BAB Hayatımızda her zaman kapılar vardır. Kimi zaman sonuna kadar açılır kimi zaman ise sadece aralanır. Bazen de yüzümüze kapanır. Marmara Üniversitesi Haydarpaşa kampüsündeyim. Oldum olası Osmanlı mimarisine meraklıyımdır. Bilhassa kapılarına…Devasa kapılar, insan boyutlarının çok üzerinde; açılması ayrı kapanması ayrı heybet taşıyan kapılardır. Her zaman neden bu kadar büyük olduklarını düşünmüştüm. Oğlumun sınavını bitirip çıkmasını beklerken yaklaşık iki saatlik bir zamanı da buna ayırdım. Ve şöyle bir kanıya vardım .İnsan bu aleme göre küçük boyutlara sahip olabilir fakat taşıdığı misyon kainatı dolduracak niteliktedir. İnsanın bu yönüne vurgu yapılmak istenmiş gibi geldi bana. İnsandaki hayal gücü öylesine güzel çalışır ki, medeniyetin kurulması bu gücün doğru kullanılmasıyla mümkün olabilmiştir. Bu güç olumlu yönde kullanıldığında insanın sınırı hayalleri kadar genişleyebilir. Osmanlı belki de kapılarını bu kadar geniş ve büyük tuttuğu için sınırlarını da ufkunu da geniş tutabilmiştir. Bugün çocuklarımız üniversite sınavına giriyor, uzun bir maratonun son düzlüğünde birbiri peşi sıra yarışıyorlar. Bu yarış onları kaygıya, tükenmişlik duygusuna, yorgunluğa ve kimi zaman depresyona sürüklüyor. Anne babalar olarak bu durumda bize düşen nedir? İsterseniz biraz da bizi konuşalım. Tabi ki onları bu durumda yalnız bırakmamak elden gelen ilk başarılı adımdır. Şu an da bize düşen onların bu süreçte kendilerine olan olumsuz düşüncelerini engelleyip olumlu düşünebilmelerini sağlaya bilmektir. Çünkü şu sıralar panik hissi, sinirli olma, ağlama, engellenmiş hissetme gibi karamsar çıkmazlar içinde olmaları doğal bir sonuç olarak karşımızdadır. Eğitim/öğrenme ya da akademik alandaki başarıyı belirleyen unsur zihinsel performansımızdır. Buradaki performansımızı belirleyen yegane unsur ise kendimize ilişkin algımızdır. Bir başka deyişle kendimizden beklentimizdir. Soru şu; bu beklentileri, kendimizle ilgili algıyı neyin belirlediğidir? Buna geçmişin kayıtları diyebiliriz. Ebeveynlerin, öğretmenlerin, akrabaların vb. otorite figürlerinin yaklaşımları ve telkinleri kendimizden beklentimizi belirleyen yapı taşlarıdır. Bu yaklaşımlar ve telkinler başarma potansiyelimizi belirler. Söylenenler çocuğun öz güvenine, kendine inancına hizmet ettiği ölçüde onu destekler. Aksi halde gerçekle ilgisi olmayan bir takım engelleyici, sınırlayıcı algılara sahip olur çocuk. Bu da sonraki hayatında sık sık karşısına dikilir. Tarihe nazır kaleme aldığım bu yazıda size söylemek istediğim bir şey var: Aynı salona açılan dev kapının sağında ve solundaki iki kapı. Ortadaki büyük kapıdan nispeten küçük olmalarına rağmen onlar da günümüz kapılarıyla kıyaslanmayacak kadar şaşalı ve büyüklerdi. Ve aynı salona açılıyorlardı. Peki ya neden? Niçin aynı yere açılan iki ayrı kapı yerleştirme ihtiyacını hissetmişlerdi?Ne anlatılmak istenmişti? Sanıyorum ki hayatımızdaki kapılardı işaret edilen. Önümüze gelen fırsatlar, şanslar… Kaçırılan virajların son olmadığını, köprüden önce son çıkışa henüz varılmadığını; aynı yere farklı kapılarla da gidilebileceğinin timsaliydi bu kapılar. Yüzyıl sonra da bakmasını bilen gözlere ders verir nitelikteydi. 0533 373 81 23 |
Yorumlar |
Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın |
Yazarın diğer yazıları |