Ekrem Çulfa Dr Ekrem Çulfa Aile Evlilik Çift Terapistleri
![]()
Psikolog Ekin Cansın Sofracıoğlu 05327904368
cansin.sofracioglu@gmail.com
TERAPİ, DANIŞAN ve TERAPİST
21/12/2019 Terapi, danışanın kendini ve çevresini keşfetme,
geliştirme veya değiştirme sürecidir. Keşfedilenler, duygu, düşünce, inanç, baş
etme yöntemleri ve kişisel yaşantının gidişatıdır. Psikoterapist, aldığı eğitim
ve teknikler ışığında danışanın duygu durumunu aslında danışanla birlikte
masaya yatırır. Terapist bir arkadaş, dost, dert dinleyici ya da müneccim
değildir. Karşısındaki kişiyi ilk bakışta çözen, zihin okuyabilen yada her
şeyin doğrusunu bilen kişi değildir. Terapi sürecini herhangi bir arkadaş veya
akraba ile konuşmaktan ayıran, terapist ve danışan arasındaki ilişkinin
profesyonel, etiğe dayalı, danışan odaklı ve tedavi edici olmasıdır. Terapist,
danışanın kendi özelliklerini ve hayatıyla ilgili detayları fark etmesine
yardımcı olur. Kılavuz kaptan gibidir. Gemiyi yine danışan kullanır,
nihayetinde kendi gemisidir, kaptanı kendisidir. Fakat kılavuz kaptan, suyun
neresi daha derin ya da daha sığ, girinti çıkıntılar nerede var, geminin hangi
koya demirlemesi gerekir, hangi hızla gidilmelidir, rüzgar nereden gelebilir,
bunların hepsini bilir ve asıl gemiyi bu bilgiler ışığında yönlendirir. Kılavuz
kaptan ve yardımı sayesinde asıl gemi, güvenli bir yolculuk yapabilir.
Yinelemek gerekli: dümende geminin asıl kaptanı oturmaya devam eder. Yani
danışanın isteksiz olduğu, tedaviyi reddettiği durumlarda terapistten mucize
beklemek anlamsız olur. Terapi iki taraflı bir süreçtir: Ne sadece danışanın
çabasıyla ilerleme kaydedilebilir ne de sadece terapistin. İki tarafın da
kendisini bu tedaviye vermesi gerekir. Terapist, elbette aldığı eğitim
sonucunda terapiyi yönlendirecektir fakat danışanın aktif katılımı çok elzemdir.
Danışan, terapistle görüşmelerinde olabildiğince açık, şeffaf ve başta kendine
karşı dürüst olmalıdır. Danışanın keşif yapmasında veya bir sonuca ulaşmasında
terapist yardımcı olur. Fakat bu demek değildir ki terapist, danışanın duymak
istediklerini söyler. Aksine terapist için hakikat çok daha önemlidir ve
danışanın da hakikatten ayrılmamasını ister. Terapiyi yarım bırakma durumları genelde kurban
psikolojisinden çıkmak istemeyen yada gelişime/değişime direnç gösteren
danışanlarda görülür. Nihayetinde sürekli şikayet ediyor olsalar da, o alan,
tanıdık bildik bir alandır. Değişim zorlar, gelişim için emek gerekir.
İnsanoğlu bu zorluğu yaşamada ve emeği göstermede çekimser davranabilir. Fakat
danışan bilmelidir ki direncin en çok yaşandığı nokta aslında gelişimin büyük olacağı
yerdir ve tam da o noktada terapiye canla başla sarılmak gerekir. Peki psikoterapi ne zaman gereklidir? Terapi aslında
kendisini daha iyi tanımak, sevmek, başarısız baş etme yöntemlerini işe
yarayanlarla değiştirmek ve kısacası daha kaliteli bir hayat yaşamak isteyen
herkesin geçmesi gereken bir süreçtir. Diğer yandan psikiyatrist tarafından
tanı almış (kişilik bozuklukları, kaygı bozuklukları, vs.) ve terapiye
yönlendirilmiş danışanlar da olabilir. Fakat psikoterapiye artık zaman
kaybedilmeden başlanması gerektiğinin kişinin kendi kendine fark edebileceği
durumlar şöyledir: -
Yoğun mutsuzluk, umutsuzluk, çökkünlük
varsa ve devam ediyorsa, -
Bunlara iştahta azalma/artma, uyku
düzeninde değişiklikler, eskiden zevk alınan aktivitelerden keyif alamama,
uyuşukluk, cinsel istekte azalma, vs. eşlik ediyorsa, -
Kendinize veya başkalarına zarar verme
düşünceleri varsa, -
Köklü değişiklikler (taşınma, ayrılma,
ölüm, vs.) yaşandıysa, -
Yaşanan zorluklar günlük yaşamı ve
işlevselliği etkiliyorsa, -
Davranışlarınız, düşünceleriniz,
duygularınız veya hepsi, size ve/veya etrafınızdakilere zarar vermeye
başladıysa (alkol/madde kullanımı, öfke kontrolü, vs.), -
İçinde bulunduğunuz sıkıntılı durum
aileniz ve yakınlarınızla aranızda sorun yaratıyorsa, -
Aşırı dikkat dağınıklığı varsa, -
Herhangi bir aktivite ile bağımlılık
derecesinde ilgileniliyorsa, -
Kalabalık ortamlarda bile yalnızlık
hissi varsa, en kısa sürede terapi
almak faydalı olacaktır. Daha fazla bilgi için arayabilirsiniz. Psk. Ekin Cansın
Sofracıoğlu 0532 790 4368 |
Yorumlar |
Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın |
Yazarın diğer yazıları |
UÇUŞ KORKUSU (Aviofobi) ile BAŞETMEK - 09/12/2019 |
Sadece 4.5 milyonda bir kaza riski olan uçak yolculuğundan korkabilmemizin nedeni aslında karada yaşamaya alışık olmamızdan kaynaklanıyor. Uçmak için evrimleşmedik ve uçarken bunu bir yabancı gibi deneyimliyoruz. |
KADINA ŞİDDET ve ETKİLERİ - 03/12/2019 |
Dünya Sağlık Örgütü şiddeti, “sonucunda yaralanma, ölüm, psikolojik hasar, gelişimi bozma gibi zararlar veren ya da verme potansiyeli olan şekilde başka biri, gruba, ya da topluma karşı fiziksel gücün bilinçli ve kasıtlı kullanımı” şeklinde tanımlar. |
ERGEN PSİKOLOJİSİ ve EBEVEYNLERE ÖNERİLER - 26/11/2019 |
Doğduğundan beri ebeveyn yönetimi ve etkisi altında olan, hatta anne-babasına hayranlık duyan birey, ergenlikle birlikte başkaldırmaya ve ailesiyle çatışmaya başlar. Ailedense çevre ve arkadaşlarının onayı birey için daha fazla önem taşımaya başlar. |
ÖFKEYİ TANIMAK ve KONTROL ETMEK - 26/11/2019 |
Öfke duygusunun ortaya çıkışı, doyurulamamış istekler ve karşılanamamış beklentilerden kaynaklanır. Yetersizlik, korku, kaygı, anlaşılamama ve yalnızlık gibi duyguların anlaşılması, paylaşılması ve doyurulması gerekir. |