Ekrem Çulfa Dr Ekrem Çulfa Aile Evlilik Çift Terapistleri
  • Anasayfa
  • https://www.facebook.com/psikolojikdanismanlar
  • http://www.twitter.com/724psikoloji

Evlilik Terapistleri
Destek Hattı : +90 544 724 36 50

Tanışma ve Flört Dönemi
Tanışma ve Flört Dönemi Nedir? Kız ve Erkekler Bu Dönemde Nelere Dikkat Etmeliler.
Söz ve Nişanlılık Dönemi
Söz ve Nişanlılık Döneminde Eş Adaylarının Birbirini tanımaları için neler yapmalılar, Nelere Dikkat etmeliler.
Evlilik ve Ebeveynlik
Evliliğinizi daha sağlıklı yürümesi ve Daha iyi çocuklar yetiştirmek için yardımınıza hazırız.
Aldatma, Boşanma, Ayrılma
Aldatma ve Sonuç olarak Boşanma ve Ayrılma istenmeyen bir durumdur. Bu dönemi daha sağlıklı geçirmenize yardımcı olalım.
AİLE EVLİLİK KOÇU TELEFONU 0505 767 5885
İstanbul, Besiktaş, Nişantaşı, Psikolog
Kadıköy ,Bakırköy, Fatih, Mecidiyekoy
Hava Durumu
Site Haritası
Döviz Bilgileri
AlışSatış
Dolar34.651034.7899
Euro36.488136.6343
Saat
Takvim

Aldatmaya Karşı Neler Yapmalıyız?

Aldatma konusunda birçok bilimsel çalışma yapılmıştır, bu çalışmalara bakıldığında, çoğu aldatmanın; “Duygusal aldatma ve Cinsel aldatma” olarak ikiye ayrıldığı  görülmektedir.

Sürmekte olan ilişkisi varken bir başkasıyla cinsel ilişkiye girmek cinsel aldatma olarak tanımlanırken, yine bir ilişki yaşarken bir başkasıyla duygusal bir yakınlık yaşamak, bir başkasına aşık olmak, bir başkasıyla özel paylaşımda bulunmak ise “duygusal aldatma” olarak tanımlanmaktadır. Ancak “Eşler arasında cinsel aldatma önemli değil, duygusal aldatma önemlidir’ diye bir şey söz konusu değildir. Çünkü cinsel aldatma, eşler arasında  duygusal bağaların da zayıflamasına ya da kopmasına neden olacaktır. Eğer ki eşler evliyse ve çocukluysa bundan en çok çocuklar zarar görecektir.


Aldatma nedenleri neler olabilir? Eşler birbirini neden aldatma ihtiyacı duyarlar?

İlişkide beklenilen paylaşımın olmaması, ilginin azlığından şikayet edilmesi, eşe güven duyulmaması, birlikte bir gelecek görülmemesi gibi nedenler aldatmanın önemli nedenleri olarak görülmektedir. İkinci neden olarak “sosyal yapı”yı söyleyebiliriz. Ergenlikte az kadınla/erkekle birlikte olmuş olmak, evlenmeden önce doyuma olamamış olmak, görücü usulü evlilik yapmış olmak, erken yaşta evlenmek ya da tutucu bir çevrede yetişmiş olmak, evlilik sonrası rahatlama nedeniyle kişide doyuma olaşma isteğini körükleyebilir ve kişiyi aldatmaya doğru sürükleyebilir. Üçüncü olarak “hayır diyememe”, kendine ya da karşısındakine “dur” diyememe, özellikle erkeklerin, eşlerini aldatmasının ardından kendilerini bu şekilde ifade ettikleri bir savunma biçimi  olarak adlandırılabilir.


Özellikle toplumumuzda evlenmeden önce cinsel ilişkiye girmek istemeyen bayanlarla birlikte olan erkeklerin, cinsel ihtiyaçlarını karşılayabilmek adına başka kadınlarla birlikte olması da ‘’cinsel aldatma’’ nedenlerinden biridir. Rutinden sıkılan, ilişkini monotonlaştığını düşünen kişide aldatma eğiliminde bulunabilir.

Yenilik, eğlence heyecan arayışı kişiyi dışarıya yöneltebilir. Senelerdir süren ve aldatmayla çoğu evliliğin aldatma nedeni budur. Konu aldatma nedenleri olursa intikam boyutunu da atlamamak gerekir. Özellikle bir tarafın diğerine kızgın olduğu durumlarda ya da aldatıldığını öğrenen tarafın diğerine kızgın olduğu durumlarda ya da aldatıldığını öğrenen tarafın altta kalmamak için gurur duygusuyla hareket ettiği durumlardır.


ALDATILDIĞIMIZI  ANLAYABİLİR MİYİZ?


İlgi azalmasının yanı sıra kişi aldatılacağını ya da aldatıldığını mutlaka önceden sezer. Çünkü evlilikte sevgi önemli bir unsurdur ve eğer kişide aldatıldığına dair önemli somut belirtiler varsa kişi bunu öngörüp aldatılmasını engelleyebilir. Çünkü aldatılma, süreçlerden oluşur, genelde bir anda gerçekleşmez ve ne kadar erken fark edilirse yolun başından dönmek o kadar ederken dikkatli davranmalı, bir anlık sinirle ya da kıskançlıkla yaklaşmamalıdır. Eşinin, kendisini onun yerine koyarak düşünmesini sağlamalı, dolayısıyla ona empati kurmalıdır.


ALDATMAYA KARŞI NELER YAPMALIYIZ?


Sosyal ve kişisel nedenler aldatmanın temel taşlarını oluşturmaktadır. İlgi eksikliği yaşayan bir eş, ya da flört döneminde yaşadığı heyecanı evlilik sonrası eşinde göremeyen taraf soğuma eğiliminde olacaktır. Eğer bu soğuma eğilimi erkek tarafında olursa cinsel sadakatini korumada da zorlanabilir. Evde sürekli gerilime neden olan sorunların yaşanması, eşlerin ilişkileri ve varsa çocukları konusunda sürekli tartışması ya da eşlerin ilişkileri ve varsa çocukları konusunda sürekli tartışması yada kişilik çatışmaları erkeği evinden ve eşinden uzaklaştırır. Kadının, eşini kendinden uzaklaştıracak bu tip durumların farkında olması gerekir.


Bu açıdan kadının ev içindeki üstlendiği farklı roller çok önemlidir. Eğer kadın, rollerinden birini fazla önemseyip eşine olan ilgisini göstermezse bu durum erkeğin soğumasına ve ilgiyi dışarıda aramasına neden olur. Özellikle ilişkide çocuk olduktan sonra kadın, biyolojik özelliklerinin etkisiyle değişir ve neredeyse bütün dikkatini  ve ilgisin çocuklar ve ev işleri üzerine yönlendirir. Dolayısıyla eşiyle eskisi gibi ilgilenemez.
Tabi ki bu saydığımız durumların hiçbirisi erkeği aldatma konusunda haklı göstermez. Bu durumlarda erkeğin yapması gereken şey, ilişkiyi baştan sona irdelemek, sorunu çözmeye çalışmak, kendi yanlışlarını ve eşinin eksiklerini analiz etmek, bunların düzelmesinin sağlayacak adımlar atmaktır. Ancak maalesef ki çoğu erkek eşiyle arasındaki ilişkiyi düzeltmek yerine eşini kendi haline bırakıp yeni arayışlar içine girme eğiliminde olmakta, eksilen duygularını aldatma yoluyla tamamlama davranışı göstermektedir. Bu durumda kadının anne ile eş rollerini düzeyli seviyede ayarlaması gerekmektedir.


Aile, her insanın yetiştiği ve bağlar kurduğu en temel toplumsal birim olarak kabul edilir. Aile yapıları çeşitlilik göstermekle birlikte, günümüzde en sık karşılaştığımız aile yapısı anne, baba ve çocuklardan oluşan çekirdek aile modelidir. Böyle bir yapıda ailenin tüm bireylerinin ayrı ayrı rolleri ve sorumlulukları söz konusudur.


Kadınların aile içerisindeki rol ve sorumluluklarına baktığımız zaman, ön plana çıkan iki başlıktan bahsetmek yerinde olabilir. Bunlardan biri eş olma rolü diğeri ise anne olma rolüdür. Bu rollerin ve sorumlulukların aile içerisinde netlik kazanması ve aynı zamanda esnekliğe sahip olması, aile içi ilişkileri sağlıklı ve işlevsel hale getirecektir.


Günümüzde kadınların en çok zorlandıkları konuların başında, aile içerisindeki anne ve eş rollerini birbirine karışması, üstelik buna bir de çalışan kadın olma zorluğunun eklenmesidir. Kadınlar zaman zaman, eşleriyle istedikleri gibi bir ilişki kuramadıklarından ya da çocuklarına yeterince konsantre olamadıklarından şikayet edebiliyorlar. Hayatın bunca hızla akıp gittiği ve yetişilmesi gereken çok fazla meşgalenin söz konusu olduğu günümüzde kadınların bu sıkıntılarını anlamak çok zor değil elbette. Tüm modernleşme süreçlerine karşın, kadından beklenen geleneksel roller itibariyle evin genel işleyişi ve sorumlulukları halen kadının görevi olarak görülmektedir. Çalışma hayatında da  kendine ciddi bir yer edinmekte olan kadın için tüm bu sorumlulukları  bir arada yerine getirmeye çalışmak elbette ki kolay bir iş değildir.


Bu kadar koşturmacanın arasında aile hayati  içerisindeki kadına  yardımcı olabilecek neler vardır? İşi en çok kolaylaştıracak şey aile içerisinde rol dağılımı ve iş bölümü yapmaktır. Periyodik aile toplantıları, bu rol dağılımı ve iş dağılımını düzenlemek ve takip etmek için oldukça yararlı  olmakla birlikte; aynı zamanda aile içi iletişime ilişkilerin yakınlaşıp gelişmesine de önemli bir fırsat ve kaynak sağlar.  Bu toplantılarda etkin iletişim becerileri kullanılarak, her aile bireyinin beklentileri, yaşadığı zorluklar paylaşılabilir. Bu paylaşımlarla birlikte bireylerin almak istedikleri ve aldıklarında zorlanmadan yerine getirebilecekleri roller belirlenmiş olur.
Bu toplantılar aynı zamanda; aile bireylerinin gündelik sohbetlerini yapabilmeleri, sevinç, üzüntü, heyecan gibi duygularını paylaşabilmeleri, birbirleriyle daha rahat ve açık iletişim kurabilmeleri için de önemli bir olanak yaratır.

Eş ve anne sorumluluklarının birbirinden ayrılması oldukça önemlidir. Çocuklarına ayırdıkları zaman sebebiyle eşlerinden bazı serzenişler işiten kadınların sayısı az değildir.  Çocukların bakımı, okulu, dersleri, gündelik ihtiyaçları ile ilgilenirken eşlerinin ihtiyaçlarına cevap veremeyen kadınlar kendilerini sıkıntıda hissedebilmektedir. Eşleri ise, ihmal edilmediklerini, önemsemediklerini düşünüp mutsuz olabilmekteler. Şüphesiz, eşler arasında paylaşılanlar ile çocuklarla paylaşılanlar birbirinden çok farklıdır.

Çocuklar, yaşlarına ve gelişimlerine bağlı olarak anneden ve aileden destek alma ihtiyacındadır. Ancak beraber bir hayat kurmak ve paylaşmak adına bir araya gelmiş bir kadın ve erkek de birbirlerine ihtiyaç duyarlar. Eşlerden birinin ihtiyaçlarının karşılanmıyor olması, aile içerisinde çeşitli sıkıntılara yol açabilmektedir. Bu durumda, eşlerin ihtiyaçlarının ne olduğu, hangilerinin konularında bir araya gelerek  konuşmaları ve kendilerine çözüm yolları belirlemeleri işleri oldukça kolaylaştıracaktır. Aile içerisinde olunda giden şeyler için ve bireylerin karşılanan ihtiyaçları için ve bireylerin karşılanan ihtiyaçları için de bir araya gelip konuşabilmeleri ve birbirlerine olumlu geri bildirimler verebilmeleri yine çok önemli bir noktadır.

Unutulmamalıdır ki, olumlulukların paylaşılıp konuşulması aile içerisinde yapıcı bir ortam oluşturduğu gibi aynı zamanda da yolunda giden şeylerin artarak devam etmesini, pekişmesini sağlamaktadır.

Sağlıklı kişilerin özelliklerine paralel olarak sağlıklı ailelerin özelliklerine sağlıklı yaşam ve uyum konularına ilişkin kaynaklarda da sağlıklı ve işlevsel bir ailenin özellikleri sıralanmaktadır. Belirtilen sağlıklı aile nitelikleri aşağıda verilmiştir.

  1. Duygusal paylaşma
  2. Duyguları anlama
  3. Bireysel farkların kabul edilmesi
  4. İlgi ve sevgi duygusunun iletilmesi
  5. İşbirliği
  6. Mizah duygusu
  7. Temel gereksinimleri karşılama
  8. Çatışmaya girmeden sorunların çözümü
  9. Toplumsal değerlere sahip olma
  10. Sözleşme ve sorumluluk alma
  11. Karşılıklı takdir duygularını ifade etme
  12. İletişim
  13. Boş zamanlarını birlikte geçirme
  14. Manevi değerlere inanmak
  15. Sorunla başa çıkma becerilerini kazanmış olmak


   Online Psikolojik Destek Hattı : 
+
90 544 724 36 50