Ekrem Çulfa Dr Ekrem Çulfa Aile Evlilik Çift Terapistleri
  • Anasayfa
  • https://www.facebook.com/psikolojikdanismanlar
  • http://www.twitter.com/724psikoloji

Evlilik Terapistleri
Destek Hattı : +90 544 724 36 50

Tanışma ve Flört Dönemi
Tanışma ve Flört Dönemi Nedir? Kız ve Erkekler Bu Dönemde Nelere Dikkat Etmeliler.
Söz ve Nişanlılık Dönemi
Söz ve Nişanlılık Döneminde Eş Adaylarının Birbirini tanımaları için neler yapmalılar, Nelere Dikkat etmeliler.
Evlilik ve Ebeveynlik
Evliliğinizi daha sağlıklı yürümesi ve Daha iyi çocuklar yetiştirmek için yardımınıza hazırız.
Aldatma, Boşanma, Ayrılma
Aldatma ve Sonuç olarak Boşanma ve Ayrılma istenmeyen bir durumdur. Bu dönemi daha sağlıklı geçirmenize yardımcı olalım.
AİLE EVLİLİK KOÇU TELEFONU 0505 767 5885
İstanbul, Besiktaş, Nişantaşı, Psikolog
Kadıköy ,Bakırköy, Fatih, Mecidiyekoy
Hava Durumu
Site Haritası
Döviz Bilgileri
AlışSatış
Dolar32.477332.6074
Euro34.596434.7351
Saat
Takvim
Uzman Klinik Psikolog Hatice Büşra KARA
busra.kara@icloud.com
İNSANLARIN BİRBİRİNE BENZEYEN VE İSTENMEYEN KİŞİLERİ DÖNGÜ OLARAK HAYATINA ÇEKMESİNİN NEDENLERİ
18/02/2022

 

İlişkilerde her zaman bir denge olmalı, bazen biri idare ederken bazen de diğeri idare etmelidir. Bir ilişkide sürekli aynı kişi alttan alıyorsa veya idare ediyorsa orada bir sorun var demektir. Bu durum süreklilik haline geldiğinde görev haline de gelmektedir. Kişi bu görevi yapmadığında problemler üstüne yığılmaktadır. Kişi tekrar tekrar gidip bu ilişkileri seçiyor olabilir ya da kişi kendisinden beklenmeyen şekilde karşısındaki insana aşırı fedakârlık, kurtarıcı rolü üstlenme veya karşısındaki kişilerin beklentilerini karşılama şeklinde yürüttüğü bir ilişki tarzı olabilmektedir. Hayatımıza benzer insanlar giriyorsa, hep aynı şeyleri yaşıyorsak veya aynı şekilde başlıyor ve bitiyorsa; bu durumda sorunun kendisinde olduğunu kişinin kabul etmesi ve yüzleşmesi gerekmektedir. İlişkinin bireye dayattığı rollerin yanında bireyin seçtiği rollerde bulunmaktadır. Bunların yanında bildiğimiz tek rollerde bulunmaktadır. Bunlar; idare etmek, fedakârlık, kurtarıcı olmak, idare etmek vb. Bunların bir kısmı kişinin çocukluğundan itibaren bildiği en iyi yollar olarak karşısına çıkmaktadır. Eğer bir ailede bu roller öğretildiyse ve bu roller yapıldıysa, kişinin hayatında da buna benzer insanlar seçmesi muhtemeldir. Birey en iyi bu rolleri bildiği için bu rollere uygun kişileri seçmektedir. Bunun sebebi kişinin kendi rolünü ve gücünü en iyi kullanılabilecek alanı seçmesidir. Örneğin; ailesi tarafından yönetilen bir kişi kendisini yöneten birini bulmaktadır. Kişiye benzer ilişkiler her zaman daha çekici gelmektedir.

Kişi şikâyet ettiği kişilerle benzer kişileri de bulabilmektedir ve bu tesadüf olmamaktadır. Bu durum, ya savaşın yarım kalan kısmını tamamlamakla ilgili ya da bildiğimiz ve aşina olduğumuz güven verici duygunun devamıyla ilgilidir. Bu davranışların altında kaygılı bağlanma, kaybetme korkusu veya kişinin başka korkuları yatmaktadır. Kişi bunları korkuları ve kaygıları olduğu için yapmaktadır. Eğer kişi terkedilme korkusuyla büyüdüyse, ilerleyen dönemlerde de terkedilmemek için bütün ilişkinin sorumluluğunu üstlenmekte ve onların hayatında hep vazgeçilmez olmak istemektedir. Bu kişilerde vazgeçilme ve yalnız kalma korkusu vardır. Kişi terkedilirse altında yatan başka sorunlarının olduğunu düşünmektedir. Örneğin; yalnız kalmak. Bu durumda kişinin yalnız kalmakla ilgili yüklediği anlamlar ortaya çıkmaya başlamaktadır. Bunlar; değersizlik, yetersizlik ve kendine yetememek vb. Bir kişi sürekli alttan alıyorsa, idare ediyorsa veya insanları memnun etmeye çalışıyorsa bu kişinin kendisi ile ilgili korkularından kaynaklanmaktadır. Aşırı kurtarıcı olan insanların en büyük sorunu değer görmediklerini ve insanların nankör olduklarını söylemeleridir. Aşırı fedakâr insanlar ise diğer insanların hem nankörlüğünden hem de sorumsuzluklarından yakınmaktadırlar.

Kişiler hayatta ne kadar sorun yaşarsa yaşasın hep bir suçlu arama peşinde olmaktadırlar. Bu durumda kişinin kendisine bakması gerekmektedir. Kişinin kendisine “Ben niye sürekli birilerini kurtarıyorum”, “Neden sürekli kurtarılmaya ihtiyaç insanları hayatıma çekiyorum” sorularını sorması gerekmektedir. Bu soruların cevaplarını da o kişilerde değil kendisinde araması gerekmektedir. Doyumsuzluk, bağımlılık, terkedilme korkusu, yalnız kalma korkusu ve ben kendine yetemeyeceğini bilme korkusu gibi süreçler, kişinin aşırı itaatkâr, boyun eğici ve fedakar olmasına neden olmaktadır. Bu kavramlar kişinin kaygılarından beslenmektedir. Kişi bir ilişkide bir şeyi fazla yapıyorsa, bu başka bir yerdeki azlıktan kaynaklanan bir şey olmaktadır. Örneğin; kişinin özgüveni az ise fedakarlığı ve kurtarıcılığı çok olmamaktadır. Kişinin kendisine mutluluk ile ilgili verdiği çaba az ise başkalarına verdiği çaba daha çok olmaktadır. Bir ilişkide ne kadar fazlalık var ise onun nereden geldiğini görmek gerekmektedir.

Birey kendini mutlu etmeye başlarsa, toksik kişilerden ve ilişkilerden de uzaklaşmaya başlamaktadır. Kişi kendini mutlu etmeye ve değer vermeye başladığında sürekli alıcı, talepkar olan ve yakınan insanlardan uzaklaşmaya başlamaktadır. Aslında o kişilerin o kadar da çekici olmadığı ve kendisine yük olduğu ile yüzleşmeye başlamaktadır. Bunun içinde kişinin bir süre kendi hayatında kendisi ile yüzleşmesi gerekmektedir. Kişi kendine “Benim neye ihtiyacım var”, “Beni ne mutlu ediyor”, “Benim korkularım ve kaygılarım neler”, “Ben neden bu kadar boyun eğiyorum ve fedakârlık yapıyorum”, “Bunları yapmam benim hangi ihtiyacımı gideriyor” sorularını sormalıdır.

Korku ve kaygılarla yüzleşmek bu durumun çözümü için yararlı olmaktadır. Bunlarla yüzleştikten sonra kişi o insanlarla 2 yola girmektedir. Kişiler ya yeni kişiye saygı duymaya başlamakta ya da yeni kişiyi sevmeyerek bazı manipülasyonlarla kişiyi eski haline getirmeye çalışmakta, eski haline geri getiremediklerinde de yollarını ayırmaktadırlar. Bu iki durumda sağlıklı olan durumlardır. Gelişim değiştikçe, o eski kişiden gelen uzantılarda ya değişmek ya da geçmişte kalmak zorunda kalmaktadır. Bu yüzleşme yapılmadığı sürece kişinin hayatında kalıcı sorunlar hiçbir zaman kaybolmamaktadır.

Uzman Klinik Psikolog Hatice Büşra KARA

busra.kara@icloud.com



132 kez okundu. Yazarlar

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın

Yazarın diğer yazıları

DEPRESİF GENÇLER VE DEPRESİF EBEVEYNLER - 01/02/2024
Depresif gençler ve depresif ebeveynler, günümüzde sıkça karşılaşılan bir sorundur. Depresyon, hem gençlerin hem de ebeveynlerin yaşam kalitesini, sağlığını ve ilişkilerini olumsuz etkileyebilen ciddi bir ruh sağlığı bozukluğudur.
“ÇOCUĞUMUZDAN BOŞANIYORUZ” - 23/03/2023
Anne babası çatışma halinde olan çocukların, anne babalarından anlayış ve sabır gibi beklentileri olur.
TERKEDİLME KORKUSU - 12/01/2023
Yeni bir ilişkiye başlama ihtimali olduğunda nasıl olsa bu da beni terk edecek diye düşünüp hiç başlamamayı tercih ediyor musunuz ya da tam tersi çok fazla ısrarcı oluyor musunuz?
ÇOCUK İLE YETİŞKİN - 21/12/2022
Çocuk ile yetişkinin arasındaki sorunların pek çoğu, çocukların olgunlaşmaları için onların zamana ihtiyaçları olduğunu dikkate almamaktan kaynaklanır.
MADDE BAĞIMLILIĞI - 27/09/2022
Madde bağımlılığının sebebi denildiğinde, bir tek nedenden bahsetmek mümkün değildir. Birden fazla sebep bir arada olabilmektedir.
KEKEMELİK - 24/08/2022
Kekemelik, konuşmanın akıcılığındaki bozukluklar ile karakterize bir konuşma bozukluğudur.
İLİŞKİLERDE KURTARICI ROLE SAHİP OLMAK - 30/05/2022
Kurtarıcı olmak senin kendi sorumluluğunda olmamasına rağmen karşıdakinin herşeyiyle ilgili kendini sorumlu hissetmen yada onun sana bunu yüklemesidir.
GASLIGHTING (PSİKOLOJİK MANİPÜLASYON) NEDİR? - 24/05/2022
Gaslighting, bir psikolojik manipülasyon ve taciz yöntemidir. Bireyi kendi hafıza, algı ve akıl sağlığını sorgulayıp irdelemeye iten bir çeşit kötü yönlendirmedir.
HAYIR DİYEMEMEK NASIL İLETİŞİM VE İLİŞKİ SORUNLARI YARATIR? - 25/03/2022
Bir insan karşısındaki kişiye hayır diyemiyorsa öncelikle neden hayır diyemediğini bulması gerekmektedir. Bu durumda ya bir beklenti vardır ya da o kişiyle ilgili korkup kaygılanılan bir şey vardır.
 Devamı